;
Bilim Politika

Eylemsizliğin Bedeli Ağır Oldu: Paris Hedefleri için 4 Kat Çaba Harcanmalı

Yeni bir çalışmaya göre iklim değişikliğiyle mücadelede 10 yıl boşa harcanması, hükümetlerin Paris Anlaşması hedefine ulaşmak için dört kat çaba sarf etmesini gerektiriyor.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (United Nations Environment Programme, UNEP) tarafından hazırlanan Emisyon Açığı raporlarının son 10 yılını inceleyen bir makale, bu hafta dünyanın önde gelen bilimsel dergilerinden Nature’da yayımlandı. Makalenin yazarları, hükümetlerin iklim değişikliğiyle mücadelede son 10 yıldaki başarısızlığının, Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmak için atılacak adımları dört katına çıkardığına işaret ediyor.

On yıl önce, UNEP Emisyon Açığı Raporları hazırlanmaya başlandığında, hükümetler küresel seragazı emisyonlarını yarıya indirmek için 30 yıl süreleri olduğunu düşünüyordu. Bugün, iklim değişikliğinin etkilerini en aza indirmek için bunun 10 yıl içinde gerçekleşmesi gerekiyor. 10 yıl önce işe yarayabilecek kademeli dönüşüm, günümüzde geçerliliğini yitirmiş durumda.

İklim Haber'i Telegram'da Takip Edin!İklim Haber'i Linkedin'de Takip Edin!

2010 yılında iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik kapsamlı adımlar atılmış olsaydı, 2020 yılına gelindiğinde küresel ısınmayı 2 derece ile sınırlandırma kulvarında yol alınması için emisyon seviyelerinin %14 azaltılması yeterli olacaktı. Bunun aksine, emisyon seviyelerinde artış yaşandı. Bugün gelinen noktada, 1,5 derece hedefi ile uyumlu bir emisyon kulvarı için 2020-2030 döneminde emisyonların %55 oranında azaltılması gerekiyor. Bir başka deyişle, emisyonların yılda en az %7 oranında düşürülmesine ihtiyaç var.

Ülkelerin taahhüt ettiği iklim değişikliğiyle mücadele hedefleri, bu gereksinimi karşılamaktan çok uzak. Söz konusu hedefler alt alta koyulduğunda, 2030 yılına kadar emisyonları yarıya indirmek bir yana, emisyonlarda artış yaşanabilir.

Bardağın dolu tarafında ise, her geçen gün daha fazla ülke, bölge, şehir ve şirketin düşük karbonlu dönüşüme katılması bulunuyor. Bu köklü dönüşümlerin tüm dünyada yaygınlaşması durumunda, ülkelerin Paris’te kabul ettiği ortak iklim hedeflerine ulaşması mümkün olabilir. 76 ülke veya bölge (en büyüğü Avrupa Birliği-AB) ile 14 federal yönetim ya da eyalet (en büyüğü Kaliforniya) emisyon azaltım hedefleri belirlemiş, bu hedefleri hayata geçirme aşamasında ya da uygulamaya koymuş durumda. Söz konusu coğrafyalar, küresel seragazı emisyonlarının yaklaşık %21’inden sorumlu. Bunun yanı sıra, 26 banka ve finansal kuruluş, yeni kömürlü termik santral projelerini finanse etmeyeceğini açıkladı.

Raporun yazarlarından olan ve European Climate Foundation’ın bilimsel kurul üyelerinden Bert Metz “Değişen politikalar sayesinde AB’nin emisyonlarında hafif bir düşüş yaşansa da, AB hala dünyanın en büyük emisyon kaynakları arasında ve atması gereken birçok adım var. Brüksel, Avrupa’nın durumunun düzenli olarak gözden geçirilmesini ve Paris hedefleriyle uyumlu bir yolda ilerlemesini sağlama potansiyelini taşıyan yeni iklim yasasını tartışıyor. UNEP Emisyon Açığı raporlarının 10 yıllık analizi, sıcaklık artışını 1,5 derece ile sınırlamak için dört kat daha fazla çalışmak zorunda olduğumuzu gösteriyor. Bir 10 yıl daha kaybetmenin bedeli felaketlerle karşı karşıya kalmak olabilir. AB iklim yasasıyla bu gidişatı değiştirebilir” diyor.

2050 Pathways Platformu Genel Müdürü Richard Baron ise “Bilim, net sıfır emisyon hedefinin mümkün olduğunca çabuk odaklanılması gereken uzun vadeli bir hedef olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Doğa, net sıfır emisyon taahhütlerine yönelik acilen harekete geçilmesi için ülkelere, şirketlere, bölgelere ve şehirlere önemli sinyaller gönderiyor. Ancak uzun vadeli bir hedefe sahip olmak yeterli değil” derken hükümetlerin, net sıfır emisyon hedeflerine ne şekilde ulaşılacağı konusunda planlar sunması gerektiğini ifade ediyor.

Yazarlar iklim değişikliği hedeflerine ulaşmak için aşmamız gereken uçurumun derinliğine dikkat çekerek, hükümetler, özel sektör ve toplumun durumu bir kriz olarak ele almaları gerektiğini belirtiyor. Bu, iklim taahhütlerini daha iddialı hale getirmek, erken ve dönüştürücü güce sahip eylem alanlarına odaklanmak, başarı hikayelerini büyük ölçeğe taşımak ve diğer sektörlere uyarlamak anlamına geliyor. Aksi takdirde Paris Anlaşması’nın uzun vadeli hedeflerine ulaşmak mümkün görünmüyor.

Çalışmaya buradan ulaşabilirsiniz.