;
Politika

Erdoğan: “Türkiye İklim Değişikliği Gibi Hayati bir Meselede Öncü Rol Üstlenecek”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünya iklim değişikliğine bağlı büyük göçlerin arifesinde iken bizim, şu veya bu mülahazasıyla böyle bir sürecin dışında kalmamız düşünülemez” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen Kabine Toplantısı’nın ardından açıklama yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz hafta Birleşmiş Milletler (BM) 76. Genel Kurul Toplantısı’na iştirak etmek üzere New York’a gittiğini, bu vesileyle katıldıkları toplantılarda ve yaptıkları görüşmelerde ülkenin temel yaklaşımlarını tüm dünya ile paylaşma imkanı bulduklarını belirtti.

BM Genel Kurulu’ndaki hitabında ülke için çok önemli bir milat olduğuna inandığı bir müjdeyi ülkeyle ve tüm dünyayla paylaştığını ifade eden Erdoğan, şunları söyledi: “Türkiye, 2053 vizyonumuzun ilk ve en kritik hedeflerinden biri olduğuna inandığım yeşil kalkınma devriminin tabii bir sonucu olan iklim değişikliği konusunda yeni ve tarihi bir adım atıyor. Bilindiği gibi ülkemiz 2015 yılında Paris İklim Anlaşması’na muvafakat veren devletler arasında yer alıyordu. Ancak yükümlülüklerle ilgili kısımdaki adaletsizliklere olan itirazımız sebebiyle anlaşmanın Meclisimizdeki onay sürecini başlatmamıştık.

Son dönemde yaşanan gelişmeler, ülkemize verilen taahhütler ve ulusal katkı beyanımız çerçevesinde önümüzdeki ay Meclisin yeni yasama yılının başlamasıyla bu anlaşmayı onaylama kararı aldık. BM Genel Kurulu’nda duyurduğumuz bu kararımızın ülkemize ve dünyaya hayırlı olmasını diliyorum. İnşallah kasım ayında Glasgow’da yapılacak İklim Değişikliği Zirvesi’ne kadar onay sürecini tamamlamış olacağız. Bu karar belirlediğimiz takvim çerçevesinde yatırımdan üretime, ihracattan istihdama kadar geniş bir alanda kapsamlı değişikliklere gideceğimiz manasına geliyor. Esasen Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı’na uyum için gereken eylem planını hazırlayıp devreye alarak bu konuda zaten önemli bir adım atmıştık. Şimdi bunu Paris Anlaşması ile 2053’e kadar uzanan bir perspektifte orta ve uzun vadeli hedef haline getiriyoruz.”

Girilen bu yeni yolun Türkiye’nin Cumhuriyet dönemindeki kalkınma hamlelerinde yaptığı en keskin tercihlerden biri olduğunu ifade ederek şu şekilde devam etti:  “Anlaşmalara taraf olduğu halde hiçbir yükümlülüğünü yerine getirmeyenler artık Türkiye’yi bu sebeple eleştiremeyecekler. Tam tersine, artık her platformda biz onları yükümlülüklerini yerine getirmeye zorlayacağız. Avrupa Birliği başta olmak üzere ekonomik ve sosyal kalkınmamıza destek talep edeceğimiz çevrelerin karşısına artık daha güçlü bir şekilde çıkacağız. Orta ve uzun vadeli tüm kalkınma programlarımızı, planlarımızı ve uygulamalarımızı yeşil kalkınma devriminin gerektirdiği yapısal dönüşümün rehberliğinde hazırlayacak ve yürüteceğiz. Bu tercih bizim için bir lüks, bir kayıp, bir taviz değil tam tersine bugünden geleceğe hazırlanmanın yol haritası olacaktır. Zaten bir süredir yenilenebilir enerjinin, atık yönetiminin, orman alanlarının özellikle artırılması gibi hususlardaki gayretlerimizle bu konuda belirli bir mesafe kaydetmiştik. Ülkemizin ilk yerli otomobilini elektrikli olarak tasarlamamız, nükleer güç santralı kurmamızdaki ısrarımız, akıllı binalar ve şehirler konusunda teşviklerimiz bile bu doğrultudaki tercihlerimizin birer örneğidir.”

Erdoğan,  “Madem iklim değişikliği bir gerçektir ve insanlığın geleceğini tehdit etmektedir elbette Türkiye böyle hayati bir meselede öncü rol üstlenecektir” ifadesini kullandı.

Yaşadıkları yerler su altında kalarak yok olacak veya çölleşecek milyonlarca insanın, her geçen yıl bu hakikatle çok daha acı şekilde yüzleşmek zorunda kalacağına işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünya, iklim değişikliğine bağlı büyük göçlerin arifesinde iken bizim, şu veya bu mülahazasıyla böyle bir sürecin dışında kalmamız düşünülemez. Her konuda olduğu gibi iklim değişikliği hususunda da bizim safımız, yine mazlumların, mağdurların yanı olacaktır. Nasıl sömürgeciliğe, terörizme, her türlü ayrımcılığa karşı tüm gücümüzle mücadele ediyorsak iklim değişikliğinin yol açacağı sonuçlar konusunda da adaletsizliğin, haksızlığın karşısında dimdik duracağız. İlgili kurumlarımız şimdiden, ülkemizin 2053 taahhüdü olan net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda eylem planlarını hazırlamaya başlamıştır. Enerji, sanayi, ulaştırma, bina, tarım, atık, orman ve su alanları başta olmak üzere hayatımızın her boyutunu kuşatan bu eylem planlarını Meclisimizin onayının ardından yürürlüğe koyacağız. Elbette bu öyle kolay bir süreç olmayacaktır ama başaracağımızdan hiç şüphemiz yoktur.”

Erdoğan, Türkiye’de yeşil kalkınma devrimini millete kazandıracaklarını vurgulayarak, “En başından bugüne kadar bu hususta emeği, katkısı, mesaisi olan bakanlıklarımıza, kurumlarımıza, başmüzakerecimize ve diğer herkese şahsım ve ülkem adına teşekkür ediyorum” diye konuştu.