;
Bilim Politika

“COVID-19 Tek Pandemi Değil; İklim Değişikliği de, Irkçılık da Bir Pandemi!”

SDG Media Zone tarafından düzenlenen COVID-19 döneminde sürdürülebilir kalkınma üzerine üç bölümden oluşan üst-düzey politik panel, 14-16 Temmuz tarihlerinde online olarak gerçekleşti. “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Hala Önemli Mi?” panelinde, “Salgın sonrasında nasıl daha iyi bir dünya inşa edebiliriz” sorusu tartışıldı. Katılımcılara göre, pandemiden önceki düzene geri dönmek yerine sosyoekonomik eşitsizliklere ve iklim krizine duyarlı, daha dayanıklı ve yeşil bir iyileşme yapılması gerekiyor.

Haber: S. Sena Akkoç

SDG Media Zone tarafından 14-16 Temmuz tarihlerinde düzenlenen “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Hala Önemli Mi?” panelinin “Sürdürülebilirlik” bölümünde, hedeflerin bugün neden daha önemli hale geldiği ele alındı. “Dayanışma” başlıklı ikinci bölümde, işbirliklerinin önemi ile krizden sonra daha adil ve yeşil bir iyileşmeye ihtiyaç olduğu konuşuldu. “Çözümler” başlıklı son bölümde ise koronavirüse karşı bir aşının bulunmasının önemi üzerine tartışıldı. Konuşmacılar arasında Norveç Başbakanı Erna Solberg ve BM Genel Sekreter Yardımcısı Amina Mohammed gibi önemli isimler de vardı.

Konuşmacılar, COVID-19 yalnızca sağlık sistemindeki sorunları değil, toplumsal yapıdaki zayıflıklarımızı da açığa çıkaran bir kriz olduğunu belirttiler. Bu yüzden çözüm olarak birbirine bağlı alanların bir bütün olarak düşünülmesi ve sosyal güvence sağlayan, ayrımcılıkları sona erdiren ve çevreye karşı duyarlı sürdürülebilir bir sistem kurulması üzerine çağrıda bulundular.

Çözümü 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının uygulanmasında bulan konuşmacılardan BM Genel Sekreter Yardımcısı Amina Mohammed, “Amaçlar konusunda başarılı olsaydık şu an böyle bir kriz yaşamıyor olurduk” dedi ve şöyle devam etti: “COVID-19, hayatımızın birçok alanını duraksatmış olsa da Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını duraklatmamalı çünkü bu amaçlar acil müdahale durumları için önemli.”

“Dayanışma” oturumunda pandeminin getirdiği küresel sorunlara yanıt olarak birlik olunması ve ayrımcılıkların önüne geçilmesi gerektiği dile getirildi. Etnik azınlıklar, kadınlar ve genç işçiler gibi sistematik olarak dezavantajlı grupların daha da dışlandığı bu dönemden pandemi öncesi döneme geri dönmeye çalışmak yeterli değil dendi. Konuşmacılar, pandeminin geçmiş kalıpları ve normal anlayışımızı yıkıp daha adil bir düzene geçmek için elimize geçmiş bir fırsat olduğu görüşünde.

Etkinliğe katılan Al Jazeera muhabiri Kristen Saloomey ise, iklim değişikliğini durdurarak pandemi sonrasında yeşil bir dönüşüm için de bir fırsat olduğunu dile getirdi. Africa Matters’ın kurucularından Farai Mubaiwa de, “COVID-19 şu an karşı karşıya olduğumuz tek pandemi değil. İklim değişikliği de bir pandemi, ırkçılık da bir pandemi…” dedi.

UNEP (BM Çevre Programı) İyi Niyet Elçisi ve Hintli sinema oyuncusu Dia Mirza da, “Sağlığımız çevreden bağımsız değil. Bu kriz sırasında doğaya saygısızca davranmaya, sorumsuzca üretim ve tüketim yapmaya ve doğayı kontrol edebileceğimiz düşüncesiyle kibirlenmeye devam edemeyeceğimizi görmemiz gerekiyor” dedi.

BM Küresel İletişim Genel Sekreteri Melissa Fleming de aynı görüşte: “Pandemi sürecinde bazı insanlar şehirlerde ilk kez temiz hava soludu. Daha yeşil bir dönüşüm ile buna her zaman sahip olabiliriz. Bazı hükumetler ve şirketler kömüre geri dönmeme yolunda adımlar attı. İnsanlar artık kötü çevre şartlarından, seslerinin olmayışından, eşitsizliklerden ve adaletsizlikten bıktı. Yaşamayı hak ettiğimiz çevreye ve topluma sahip olmak için herkese düşen görevler var. Suçlayacak günah keçileri bulmak yerine sorumluluk alıp birlik olunması gerekiyor.”

Resilient 40 ağı, Afrika’da genç aktivistlerin değişime önderlik edebileceklerini gösteren iyi bir örnek. Etkinliğin katılımcılarından Farai Mubaiwa’nın dahil da olduğu ağ, hükümetlere iklim değişikliği farkındalığı kazandırmak için çalışmalar yapıyor. Ağ, bugüne kadar Senegal, Ruanda ve Güney Amerika gibi birçok ülkede devlet başkanları ile çalışarak liderleri iklim değişikliği sorunu etrafında bir araya getirdi.

Değişimden yalnızca hükümetlerin sorumlu olduğu ve bireysel etkinin değersiz olduğu algısından artık çıkmanın ve kendimize “Yaşadığım toplumda memnun olmadığım bir şeyi değiştirmek için ne yapabilirim?” sorusunu yöneltmenin tam zamanı değil mi?

Aşağıdaki linklerden toplantı kayıtlarına ulaşabilirsiniz: