;
Politika

COP26’dan Karayolu, Havayolu ve Denizyolu Kaynaklı Emisyonları Azaltma Taahhüdü

Otomobil üreticileri, havayolları ve hükümetler BM iklim zirvesinde küresel ulaşım kaynaklı seragazı emisyonlarını azaltmak için bazı göze çarpan eksikliklere rağmen bir dizi yeni taahhüt açıkladı.

Araba kullanımı, uçmak ve nakliye, insan kaynaklı seragazı emisyonlarının yaklaşık dörtte birini oluşturuyor ve ulaşımı iklim değişikliğiyle mücadele çabalarında önemli bir hedef haline getiriyor.

ABD’li otomobil üreticileri Ford ve General Motors ile Alman Daimler ve birçok başka üretici, 2040 itibarıyla fosil yakıtlı araçları aşamalı olarak durdurmayı taahhüt eden ve içten yanmalı motorlardan elektrikli araçlara geçişi hızlandıran bir grup arasında yer alıyor. Dünyanın en kalabalık ikinci ülkesi olan Hindistan da bu taahhüde katıldı.

Ancak sıfır emisyona geçişin zorluklarının bir işareti olarak, dünyanın en büyük iki otomobil üreticisi olan Toyota Motor Corp ve Volkswagen AG anlaşmaya yanaşmadı. Büyük araç pazarları olan Çin, ABD ve Almanya da katılmadı.

Volkswagen, 2050 itibarıyla küresel olarak karbon nötr bir filoya sahip olmayı taahhüt etti.

Toyota, yirmi yılı aşkın bir süredir petrol/elektrikli hibrit araçlar üretiyor, ancak %100 elektrikli araçları piyasaya sürme planları Ford veya GM’ye göre daha mütevazı kalıyor.

Greenpeace Almanya’dan Martin Kaiser, büyük ekonomilerin ve üreticilerin yokluğunun “ciddi endişe verici” olduğunu söyledi. Avrupa Komisyonu, Temmuz ayında Almanya da dahil olmak üzere 27 üye ülkeye 2035’ten itibaren fosil yakıtlı araçların satışını yasaklamalarını teklif etti, ancak plan henüz imzalanmadı.

Elektrikli araçlara geçiş, şarj altyapısına milyarlarca dolarlık yatırım gerektirirken zaten zorlanan altyapı ile mücadele eden şebekeler üzerindeki yüke katkıda bulunuyor.

Bazı yerlerde ise, fosil yakıtlı araçlardan daha fazla kirletici bile olabilirler. Örneğin Polonya ve Kosova’da, Radiant Energy Group danışmanlığına göre, yerel şebekeler en kirli fosil yakıt olan kömüre bağımlı olduğundan, petrol motorlarından daha fazla karbon emisyonu üretiyorlar.

Ayrıca önde gelen ABD havayolları, hava taşımacılığındaki emisyonları azaltmak için sürdürülebilir havacılık yakıtlarının (SAF) geliştirilmesini ve kullanımını hızlandırmayı amaçlıyor.

Bitki ve kullanılmış gıda yağı gibi yenilenebilir kaynaklardan üretilen SAF, emisyonları %80’e kadar azaltabilir, ancak petrol bazlı jet yakıtından daha pahalı ve gerekli büyük miktarlarda mevcut değil.

Alaska Airlines, JetBlue, United Airlines ve Amazon.com’un havacılık birimi Amazon Air, daha fazla SAF üretimi, fiyat indirimleri ve teknolojik ilerleme sağlamaya yardımcı olma çabalarına katılan şirketler arasında yer alıyor.

Salı günü, ABD, Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’nin küresel taahhüdüne uygun olarak, 2050 itibarıyla havacılık sektöründe net sıfır seragazı emisyonu elde etme hedefi belirlediğini söyledi.

IATA’nın genel müdürü Willie Walsh, enerji şirketlerinin üretimlerini artırması koşuluyla, havayollarının 2030 itibarıyla ihtiyaçlarının %5,2’sini sürdürülebilir yakıtla karşılamaya yönelik geçici bir hedefe ulaşmasını beklediğini söyledi.

Hava yolculuğu, küresel emisyonların yaklaşık %3’ünü oluşturuyor ancak araştırmacılar uçuş talebi arttıkça bu oranın hızla büyüyebileceğini söylüyor.

Çevre grupları, SAF ile potansiyel emisyon kesintilerinin abartıldığına dair endişelerini dile getirdiler ve şu anda uzak bir ihtimal olan hava yolculuğunun azaltılması veya uçaklar için sıfır emisyonlu teknoloji geliştirmek için önlemler alınması adına baskı yapıyorlar.

Bu arada İngiltere ve ABD de dahil olmak üzere 19 ülke, 2050 itibarıyla altı adet sıfır emisyonlu “yeşil nakliye koridoru” kurmayı kabul ettiklerini söyledi.

Bildiri, bunun nasıl sağlanacağını belirtmezken, yalnızca sektörün karbonsuzlaştırılmasını ve yakıt tedarikini hızlandırmak için limanlar ve operatörler arasında ortaklıklar gerektireceğini söyledi.

Ticari malların yaklaşık %90’ı deniz yoluyla gerçekleşiyor ve nakliye de küresel emisyonların yaklaşık %3’ünü oluşturuyor.

ABD Ulaştırma Bakanı Pete Buttigieg, deklarasyonu “toplu eylem için ileriye doğru büyük bir adım” olarak nitelendirdi ve ABD’nin Uluslararası Denizcilik Örgütü’nü 2050 itibarıyla tüm uluslararası nakliye için sıfır emisyon hedefini benimsemeye çağırdığını söyledi.

Haber Merkezi

İklim Haber - Haber Merkezi