;
Politika

COP26’daki Gergin Müzakerelerden Sonra “Tatminkâr Olmayan” İklim Anlaşması Duyuruldu

COP26’nın fazla mesaisindeki bir dizi gergin müzakereden sonra, Glasgow İklim Anlaşması imzalandı.

Glasgow İklim Anlaşması BM sürecinde ilk defa kömüre atıfta bulunuyor. Ülkelerden 2022’de daha güçlü iklim planları ile geri dönmelerini istiyor. Paris Anlaşması kural kitabının en tartışmalı unsurlarını, dönüm noktası niteliğindeki anlaşmanın yapılmasından altı yıl sonra sonuçlandırıyor.

Climate Home News’e göre anlaşma, gelişmekte olan ülkeleri dehşete düşürecek şekilde iklim tazminatı çağrılarını ise karşılamıyor. İklim krizinin kurbanlarına yardım edecek bir finans tesisi için bir teklif, ABD ve diğer zengin ülkeler tarafından reddedildi.

ABD iklim elçisi John Kerry, metin kabul edilmeden önce genel kurula hitaben yaptığı konuşmada, “Biraz rahatsızlık var. İyi bir müzakereyse, tüm taraflar rahatsız olur. Bu iyi bir müzakere oldu” dedi.

Çin, Hindistan ve gelişmekte olan büyük ekonomiler için uzlaşma, bu tür kısıtlamaların kalkınmalarını engelleyebileceği endişelerine rağmen, 1.5 derece civarında bir dil, kömür ve fosil yakıt sübvansiyonlarını karşı atılmış adımları kabul etmekti.

Hindistan’ın çevre bakanı Bhupender Yadav, son dakikada bir taviz vermeye zorladı ve kömürden “kademeli çıkış” ifadesi “kademeli azaltım” olarak değiştirildi.

Marshall Adaları’ndan Tina Stege, genel kurulda değişiklikle ilgili “derin hayal kırıklığını” anlattı. “Bu değişikliği en büyük isteksizlikle kabul ediyoruz. Bunu, ülkemdeki insanların gelecekleri için bir can simidi olarak ihtiyaç duydukları bu paketteki kritik unsurlar için yapıyoruz” dedi.

COP26 Başkanı Alok Sharma, “Bunun gelişme şekli için özür dilerim ve çok üzgünüm. Bence bu paketi korumamız hayati önem taşıyor” dedi ve tokmağı yere vurdu.

Savunmasız ülkeler, iklim değişikliğinin etkilerine yanıt vermek için finansmanı artırma konusundaki kademeli ilerlemeden duydukları üzüntüyü dile getirdiler. Teknik yardım sağlayacak bir kurum ve kayıp ve hasar konusunda bir “diyalog” ile yetinmek zorunda kaldılar.

Cumartesi öğleden sonra genel kurul başlamadan önce Kerry ve kıdemli ABD iklim avukatı Sue Biniaz toplantı salonunu dolaştı. En uzun ve en hareketli tartışmaları, gelişmekte olan ülkelerden oluşan G77+Çin grubunun baş müzakerecisi olan Ahmadou Sebory Toure ile gerçekleşti.

Yine de Toure bu tartışmalardan eli boş ayrıldı. G77’den bir kaynak, Afrikalı grubun paketi reddetmekle tehdit ettiğini, ancak küçük adaların onları susturduğunu söyledi.

Biniaz metinleri incelerken toplantıda konuşan Gabon’un çevre bakanı Lee White, Afrika’nın kırmızı çizgilerinden birinin “taviz vermeden silindiğini” söyledi.

Bir kaynak, Afrika grubunun oldukça mutsuz olduğunu belirtti ve ekledi: “Aosis [küçük ada devletleri grubu] blokların geri kalanını Mısır’daki konuyu yeniden ele almaya ikna etmeyi başardı. Şimdilik, bunun COP’tan elde edebileceğimiz en iyi anlaşma olduğuna inanıyorlar.”

Birleşik Krallık başkanlığının konferans için belirttiği amacı, Paris Anlaşması’ndaki en iddialı küresel ısınma sınırına atıfta bulunarak “1.5C’yi canlı tutmak” idi.

Geçen hafta, Hindistan’ın 2070 yılına kadar net sıfırı hedefleyen ve metan emisyonlarını azaltmaya yönelik yaygın bir anlaşmayı içeren duyurular, geleneksel olarak temkinli olan Uluslararası Enerji Ajansı’nın küresel ısınmanın 1.8 derecede tutulabileceğini söylemesine yol açtı.

Başka kurumlar, daha dikkatli olunmasını talep etti. Climate Action Tracker’ın öngördüğü mevcut politikalar, dünyayı 2,7 derecelik ısınma yoluna soktu ve bu 10 yıl için güçlendirilmiş emisyon hedefleri eğriyi 2,4 dereceye bükebilir.

Uzmanlar, Glasgow’da üzerinde anlaşmaya varılan karbon ticareti kuralları bazı tarafların istediğinden daha katı olmasına rağmen, hedefleri sulandırma riski taşıdığı konusunda uyardı. Gönüllü karbon piyasalarının bütünlüğünü artırmaya yönelik bir girişimin eş başkanı Rachel Kyte, “Şirketlerin ve ülkelerin sistemle oynamasını durdurmak için yapacak çok işimiz var” dedi.