;
Politika

COP25’in Öncesi ve Sonrası: İklim için Kritik Yıl

Madrid’de gerçekleşecek COP25 çevre adına önemli bir yılın başlangıcı olacak. Önümüzdeki Mart ayında, AB’nin Yeşil Düzeni’ni hazırlaması ve 2020’nin sonunda Çin ve Hindistan’ın taahhütlerini daha iddialı bir hale getirmesi gerekiyor.

YAZI: Aline Robert

Çeviri: Gülce Demirer

EURACTIV France’ın haberine göre 2 – 13 Aralık’ta gerçekleşecek COP25 oldukça zorlu bir sürecin içinde. Önce Brezilya’da gerçekleşmesi planlanan, daha sonra Kosta Rika ve Şili’nin ev sahipliğini üstlendiği COP25’in, Şili’nin ev sahipliğinden çekildiğini açıklamasıyla birlikte Madrid’de düzenlenmesine kararı verildi.

İspanya’nın sosyalist hükümeti, iklim kriziyle mücadeleye olan bağlılığını göstermek adına bu fırsatı değerlendirdi. Sürdürülebilir Kalkınma ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (IDDRI) direktörü Sébastien Treyer, “İklim ve biyoçeşitlilik arasındaki ilişkiye ilk kez odaklanmak adına bir fırsat. Biyoçeşitliliği korumadan, sıcaklıkları sabit tutmaya çalışmanın pek de tercih edilmeyen bir eylem olduğuna dair daha net bir görüşümüz var. Bir dizi politik kararlar biyoçeşitliliğin iklim tartışmalarının merkezine konulabileceğini gösteriyor” dedi.

Gezegeni kurtarmak için ekosistemleri kullanmak yeni bir konsept değil ancak bilimsel ve teknolojik çözümleri kullanmak yeni. Dolayısıyla Birleşmiş Milletler’in iklim ve biyoçeşitlilik kolları iki meseleyi birlikte ele alma konusunda uzlaştı. Biyoçeşitlilik çözümlerini ülkelerin iklim hedefleriyle bir araya getirme bunların arasında yer alıyor.

Katılımcıların ayrıca fikir birliğinin az olduğu, artan iddialı eylem planlarını da ele almaları bekleniyor.

Almanya halihazırda birçok ülkenin mevcut hedeflere ulaşmak adına doğru yolda olmadığını vurguluyor. IDDRI’nin iklim programı direktörü Lola Vallejo en iddialı hedeflere sahip ülkelerin seferber olmalarını beklediğini söylüyor. Her ne kadar Macaristan ve Romanya karbon nötr olma hedefine çekinceyle yaklaşsa da 27 AB ülkesi 2050 yılına kadar karbon-nötr olma konusunda bir fikir birliği sağlamaya çalışıyor. Vallejo da AB’den aynı şeyi bekliyor.

ABD’nin Paris İklim Anlaşması’ndan çekilmesiyle, iklim meselesinin politik bir noktadan çözülmesi oldukça zor olacak.

Karbon Piyasaları Kuzey ve Güney Arasında Anlaşmazlık Yaratıyor

Madrid’de ele alınacak anlaşmazlığa yol açan en zorlu konulardan bir tanesi de karbon piyasası. 2015 yılında, müzakerelerin son gününde Paris Anlaşması’nın 6. Madde’si ele alınmış olsa dahi bu yıl, 6. Madde kapsamındaki kuralların netleşmesi gerekiyor.

O zamana kadar, gelişmekte olan ülkeler Kyoto Protokolü’ndeki biraz gevşek olan ancak net bir hiyerarşi kuran kurallar sayesinde ucuza para toplayabildiler. Gelişmiş ülkeler para öderken gelişmekte olanlar para topluyordu.

Dünya Kaynak Enstitüsü’nden (WRI) Yamide Dagnet, “Bu en hassas konu; Ulusal Katkı Beyanlarının yarısı hedeflere ulaşmak adına finans sektörünü ve piyasayı bir araya getirdi. Eğer bu kurallar yeterince hızlı bir şekilde uygulanmıyorsa iklim krizine karşı mücadeleyi sorgulamalıyız” dedi.

2020 Kritik Bir Yıl

Uluslararası İklim Girişimi direktörü David Waskow, “Gelecek yıl, ülkelerin ne yapmaya gönüllü olacakları konusunda oldukça kritik bir yıl. Sorun, karbon emisyonlarını %10’dan daha az azaltmaya hazırlanan ülkeler” dedi.

Waskow, Eylül 2020’de Almanya’nın AB başkanlığı sırasında yapılması planlanan AB – Çin zirvesinin bu yolu izleyeceğini umduğunu söylüyor.

Kesin olan ve 2020’de devam etmesi de gereken AB’nin sorumluluğunda COP25’in bir “iklim dönemini” başlatacak olması.

Avrupa Komisyonu yeni bir “Yeşil Düzen” oluşturmak için kendisine 100 gün süre tanıdı, bu sebeple Mart 2020’ye kadar sonuçlandırılması gerekiyor.

Haziran 2020’de Marsilya, Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) zirvesine ev sahipliği yapacak.

Avrupa’nın ayrıca 2030 yılına kadar taahhütlerini masaya yatırması ve her şeyden önce Ekim 2020’de Glasgow’da gerçekleşecek COP26’da en önemli ortakları olarak görünen Çin ve Hindistan’ı harekete geçirmesi gerekiyor.

Önümüzdeki COP26’ya kadar, hükümetlerin gezegenin sıcaklık artışının 1.5 dereceyi geçmediğinden emin olmak için daha iddialı hedefler belirlemeleri bekleniyor.