;
Bilim

Çocukken Kirli Havaya Maruz Kalmak Yetişkinlikte Solunum Gücünü Azaltıyor

Yeni bir araştırmaya göre çocukken düşük seviyelerde hava kirliliğine maruz kalmak ilerleyen yaşlarda akciğer fonksiyonlarında zayıflamaya neden oluyor.

Düsseldorf’taki IUF-Leibniz Çevresel Tıp Araştırma Enstitüsü’nün (RIEM) Avrupa Solunum Derneği’nin (ERS) uluslararası kongresinde yayımladıkları çalışma çocukların bir yaşındayken, AB kirlilik standartlarının altındaki hava kirliliğine maruz kalmasının bile, altı ila 15 yaşları arasındayken akciğer gelişimlerinde sorunlara yol açtığını gösteriyor. Araştırmada yer alan Dr Qi Zhao, “Bu çok endişe verici çünkü çalışma, yaşamın ilk yılında akciğerlere verilen hasarın hayat boyunca solunum sağlığını etkileyebileceğini öne sürüyor” dedi.

Araştırma Almanya’nın Munich ve Wesel bölgelerinde yaşayan 915 çocuğu kapsıyor ve çocukların altı, 10 ve 15 yaşlarındaki solunum gücü ölçülüyor.

Araştırmacılar, sonuçları çocukların yaşadığı bölgedeki tahmin edilen kirlilik seviyesi ve ebeveynlerin sigara içmesi gibi faktörlerle karşılaştırıyor. Sonucunda ise araştırmacılar, bebeklere etki eden kirlilik seviyesinin yükseldikçe, akciğer fonksiyonlarının da büyüdükçe kötüleştiğini buldu. Üstelik sonuç astım olan çocuklarda daha da kötü.

Kongrede sunulan bir ikinci çalışma ise düşük seviyelerde kirliliğe maruz kalan yetişkinlerin astım olma olasılığının da daha yüksek olduğunu gösteriyor.

23 bin Danimarkalı hemşire ile yürütülen bir araştırma ise PM2.5 değerlerinde 6.3 mikrogram/m3 (µg/m3) oranındaki artışın, astım riskini %29 oranında artırdığını gösteriyor. Nitrojen dioksitte 8.2 µg/m3 artış ise astım riskini %16 oranında artırıyor.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) PM2.5 limiti yıllık ortalama 10 µg/m3 iken, AB limiti 25 µg/m3. Hem DSÖ hem AB nitrojen dioksit limitleri ise 40 µg/m3.

Kopenhag Üniversitesi’nde misafir doktora öğrencisi olan Shuo Liu konferansta şunları söyledi: “Nispeten düşük maruz kalma seviyelerinde bile astımla bir bağlantı bulmuş olmamız, hava kirliliği için güvenli bir eşik olmadığını gösteriyor. Bu, astım vakalarını önlemek istiyorsak hava kirliliği ile ilgili düzenlemelerimizin daha sıkı olması gerektiğine dair güçlü bir kanıt niteliğinde” dedi.

Avrupa Solunum Derneği başkanı Thierry Troosters ise şunları söyledi: “Bu çalışmalar endişe verici çünkü hava kirliliği için AB sınır değerleri gibi mevcut düzenlemelerin yeterince güvenli olmadığını öne sürüyor. Önceki araştırmalar AB’de yaklaşık 67 bin olan çocukluk astımı vakalarının, DSÖ’nün hava kalitesi limit değerlerini karşıladığı takdirde kaçınılabileceğini söylüyordu. Güncel DSÖ değerleri ise AB’nin mevcut standartlarından düşük.”

İngiltere’deki kampanyacılar, hükümeti mevcut AB hava kalitesi direktifini daha katı yasal sınırlarla değiştirmeye çağırdı. Asthma UK ve British Lung Foundation’da politika görevlisi olan Zak Bond “Hükümetin, DSÖ yönergelerine uygun olarak çevre tasarısında PM2.5 için yasal bir sınır koyması için kampanya yürütüyoruz. Herkesin sağlıklı akciğerlerle temiz hava soluyabilmesi için hava kirliliğini azaltmanın zamanı geldi” dedi.

Çevre yardım kuruluşu Küresel Eylem Planı’nın (GAP) ortak CEO’su Chris Large ise “Bu araştırma, düşük seviyelerin bile insanların yaşamları boyunca korkunç bir etkiye sahip olabileceğini daha da net olarak gösteriyor” dedi.