Boris Johnson ve Jeremy Corbyn’in İklim Krizi Tartışması Kısa Sürdü

İngiltere’de başbakan adayları Boris Johnson ve Jeremy Corbyn’in “pek de iç açıcı olmayan” televizyon tartışmasında iklim krizinden çok kısa süreli bahsedildi.

Business Green’den James Murray’in haberine göre İngiltere’de Salı günü başbakan adayları Boris Johnson ve Jeremy Corbyn’in bir saat süren televizyon tartışmasında, iklim krizine sadece bir soruluk zaman ayrıldı ve çok kısa bir süreliğine tartışma konusu oldu.

Program sunucusu Julie Etchingham liderlere iklim krizinin İngiltere’nin şu anda karşı karşıya olduğu en büyük sorun olduğu düşüncesine katılıp katılmadıklarını sordu.

Hem Johnson hem Corbyn soruya doğrudan bir cevap veremezken, iklim krizinin hem İngiltere hem de bütün dünya için “devasa” bir mesele olduğu konusunda hem fikir oldular. Johnson, “İklim krizinin bütün dünya için devasa bir sorun olduğunu düşünüyorum, İngiltere’nin ise 2050 yılında karbon-nötr olma hedefine ulaşacak taahhütleri mevcut” dedi.

İngiltere 2050 yılında net-sıfır emisyon taahhüdünde bulunan tek büyük ekonomi ve hükümet geçtiğimiz on yılda tutarlı emisyon azaltımları gerçekleştirdi. Ancak İngiltere, başka ülkelerin 2050 yılından önce daha iddialı net-sıfır hedefleri olduğu için eleştiriliyor ve İngiltere’nin orta vadeli emisyon hedeflerini kaçıracağı uyarısında bulunuluyor.

Johnson, bir saat süren tartışmada kendisine yöneltilen soruları yanıtlamak için ayrılan süreyi sürekli olarak aşarken çoğu soruyu Brexit’e bağlamaya çalıştı. Johnson ayrıca, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılmasının hükümetin net-sıfır hedefini olumlu yönde etkileyeceğini belirtti. “Bunu söylememi istemediğinizi biliyorum ancak bu önceliklere ulaşmak adına Brexit planını sağlamalıyız” dedi.

Johnson, İngiltere’nin AB üyeliğinin, hükümetin iddialı iklim politikaları uygulayamamasında meşru bir açıklama olamayacağı için yeşil gruplardan eleştiriler de aldı.

Aynı soruyu Corbyn ise, “İklim değişikliğini bütün dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük sorun” olarak tanımladı. Corbyn, “En yoksul ülkelerde, düzensiz mevsimler, seller ve hava kirliliği yaşandığında, yeşil ve sürdürülebilir bir endüstri devrimine ve geleceğe yatırım yapmalıyız demektir. Çevrenin ve doğanın karşı karşıya olduğu gelecek felaketleri önlemeliyiz” dedi.