;
Ekonomi Politika

BM: “COVID-19 Pandemisi İklim Krizi Etkilerinin Yalnızca Tatbikatı”

BM yetkilisi Lise Kingo, COVID-19 krizinin iklim değişikliği etkilerinin yalnızca bir tatbikatı olduğunu ve sosyal eşitsizlik sorunlarının da sürdürülebilir kalkınma gündemine dahil edilmesi gerektiğini söyledi.

Haber: Fiona Harvey

Çeviri: Çisil Sevinç

BM yetkilisiLise Kingo, koronavirüs küresel salgınının iklim krizinden sonra olacakların yalnızca bir tatbikatı olduğunu ve dünya genelinde ırkçılığa karşı yapılan protestoların sosyal eşitlik, çevresel sürdürülebilirlik ve sağlık alanlarında birleşme ihtiyacımızı ortaya koyduğunu söyledi.

İşletmelerin çevresel koruma ve sosyal adalet ilkeleri için kayıt olduğu BM Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin Genel Müdürü Lise Kongo, “Genel sorun şu ki, bugün gezegenimizde yaşarken ve üretim yaparken sürdürülebilir değiliz. İlerlemenin tek yolu kimsenin arkada bırakılmadığı bir dünya yaratmak” şeklinde konuştu.

Kingo, kökleşmiş eşitsizlikleri ve yapısal ırkçılığı gün yüzüne çıkaran ve dünya genelinde gerçekleştirilen Black Lives Matter protestoları ve COVID-19 ile iklim krizleri arasında gözle görülür bağlantıların olduğunu belirtti.

Kingo sözlerine, “Sosyal eşitsizlik sorunlarının sürdürülebilir kalkınma gündeminde yer aldığını fark ettik. İnsan hakları ve iklim çöküşü ile mücadele birbirinden ayrılamaz. George Floyd’un cinayete kurban gitmesi örneğinde olduğu gibi, bu korkunç ırkçılık insan hakları ile ilgili. Gündemin sosyal kısmına da eşit bir şekilde odaklandığımızdan emin olmalıyız” şeklinde devam etti.

BM yetkilisi, liderleri dikkatli olmaları gerektiği konusunda da uyardı: “Bütün CEO’ların birer sosyal aktivist olmasını ve sosyal eşitliği anlamasını istiyoruz. Sadece yapılması gereken bir şey olduğu için değil, bu aynı zamanda dünya genelindeki şirketlere dengeli piyasalar sağlayacak ve gençlerin isteklerini yerine getirecek. Gençler bu gündeme oldukça bağlı ve kendilerini adamış durumdalar. Düzgün bir sorumluluk stratejisi olmayan şirketlerde çalışmak istemiyorlar.”

BM Genel Sekreteri António Guterres, daha adil bir toplum inşa etmenin dünya sağlığı için olduğu kadar, gezegenin iklim çöküşünden ve ekolojik yıkımdan kurtarılması için de oldukça gerekli olduğunu söyledi.

İki gün süren ve işletme liderleriyle gerçekleştirilen BM Global Compact sanal konferansında konuşan Guterres, “Toplumun çatısı ve saadeti, bizim adil bir küreselleşme inşa edebilmemize bağlı. Bir zamanlar işletme topluluğunda zarar vermeme üzerine kurulu bir yaklaşım bulunuyordu ancak bugün yükseltilmiş beklentiler ve sorumluluklar barındıran yeni bir manzara ile karşı karşıyayız.

Ancak ilerleme kaydetmemize rağmen, iklim değişikliği, yoksulluk, biyoçeşitlilik kaybı ve sosyal eşitsizliklerin artması gibi ciddi tehditler geleceğimizi tehlikeye atıyor.

Küresel salgın, dünyada küresel sağlık alanının çok daha dışında yer alan kırılganlıkların altını çizdi” ifadelerini kullandı.

Konferansta yer alan İngiltere Merkez Bankası eski müdürü Mark Carney, COVID-19 krizinin küresel ısınma mücadelesinin ne kadar acil olduğunu gösterdiğini ve iklim değişikliğinin tüm dünyayı etkisi altına alan ve kimsenin kendini izole edemeyeceği bir kriz olduğunu söyledi.

Carney, bütün şirketlerin 2050 yılına kadar seragazı emisyonlarını net sıfıra indirmek için nasıl bir plan geliştirildiği konusunda müşterilere, halka ve yatırımcılara net bilgiler sağlamaları gerektiğini belirtti.

10 binden fazla şirket BM Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne kayıt oldu. Şirketlere, seragazı emisyonlarını azaltmaları konusundaki taahhütlerini güçlendirmeleri için çağrıda bulunuluyor.

Birçok şirket, Paris Anlaşması’nın küresel sıcaklığı 2 dereceye sabitleme hedefi doğrultusunda karbon salımını azaltma sözü verdi.

Ancak bilimsel çalışmalara göre, bu çabalar felaketi atlatmak için yeterli olmayabilir ve küresel ısınmanın 1.5 derece ile sınırlandırılması dahi ciddi sonuçlar doğurabilir.

Şirketlerin işletme planlarını 1.5 derece hedefine ulaşılabilmesi doğrultusunda yeniden değerlendirmelerini isteyen Kingo, “Bu konuda harekete geçilmesi için liderlik gösterilmesine ihtiyacımız var” dedi.

BM Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin 20. yıldönümü için hazırlanan bir rapor, 10 şirketten sadece dördünün BM’nin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşmalarını sağlayacak planlara sahip olduğunu ve şirketlerin üçte birinden daha azının endüstrilerinin yeterince hızlı ilerlediğini düşündüğünü ortaya koydu.

BM Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne dahil olan şirketlerin %84’ü hedeflere ulaşabilmek adına harekete geçti. Şirketlerin yarısından azı bu hedefleri çekirdek işletme faaliyetlerine dahil etmişken, yalnızca %37’si işletme modellerini bu hedeflere ulaşma doğrultusunda tasarlıyor.

Kingo sözlerini sonlandırırken, “İnsan topluluğu tamamen birbirine bağlanmış ve bağımlı durumda. Özellikle aramızda bulunan savunmasızlarla birlik olmazsak kaybederiz. Dünyadaki eşitsizliklere gözlerimizi yummamızın bedelini ödüyoruz” dedi.

Haberin aslına buradan ulaşabilirsiniz.