Yeni bir araştırma Avrupalı şirketlerin iklim eylemi için lobi çalışmalarını artırdığını ortaya koydu. Araştırmaya göre, iklim hedeflerine ulaşmaya yönelik stratejilerle “uyumlu” şirketlerin oranı 2019’da %3 iken 2025’te %23’e yükseldi.
Avrupa şirketleri giderek daha fazla güçlü iklim eylemleri için lobi faaliyeti yürütüyor. Analistler, bunun şirketlerin çevre düzenlemelerini kârlılığa tehdit olarak gördüğü anlatısını sorgulayan “derin bir değişim” olduğu yorumunda bulunuyor.
İklim değişikliğiyle mücadelede şirketlerin ve finans sektörünün etkisini analiz eden bağımsız bir kâr amacı gütmeyen Londra merkezli bir düşünce kuruluşu olan InfluenceMap’in Avrupa’nın en büyük 200 şirketini kapsayan araştırmasına göre, kurumsal lobiciliği küresel iklim hedefleriyle “uyumlu” olan şirketlerin oranı 2019’da %3 iken 2025’te %23’e yükseldi. “Uyumsuz” olarak değerlendirilen şirketlerin oranı ise %34’ten %14’e düştü.
Rapor, şirketlerin yarısından fazlasının, gezegenin yüzyıl sonuna kadar sanayi öncesi seviyelere göre 1.5 dereceden fazla ısınmasını engelleme yollarıyla en azından “kısmen uyumlu” olduğunu ortaya koydu.
InfluenceMap analisti Venetia Roxburgh rapor hakkında şunları söyledi:
“Enerji dönüşümüne karşı yüksek sesle örgütlenenler, kamuoyundaki tartışmalarda orantısız bir şekilde öne çıkıyorlar. Ancak bu araştırma, karbon salımını azaltmayı destekleyen ve iklim politikaları yoluyla ilerlemeyi teşvik eden daha büyük ve daha sessiz bir çoğunluk olduğunu gösteriyor.”
Şirketler Uyumlu, Sektör Dernekleri ise Daha Az Uyumlu
Araştırmacılar, şirketlerin iklim politikalarına nasıl dahil olduklarını, yine bu şirketlerin kurumsal açıklamalarından AB danışma belgelerine, sosyal medya paylaşımlarına kadar çeşitli kanallar üzerinden takip etti. Yöneticilerin açıklamaları ve belirli politikalara yönelik resmi danışma süreçlerine daha fazla ağırlık verildiği araştırmada, son döneme ait kanıtlara daha çok önem atfedildi. Araştırma, şirketlerin giderek artan önemli bir kısmının olumlu iklim savunuculuğu yaptığını ortaya koydu.
Yanı sıra, Avrupa Komisyonu’nun Yeşil Mutabakat’ı duyurduğu 2019 yılında, şirketlerin yalnızca dörtte birinin Paris Anlaşması’nın hedefleriyle kısmen uyumlu şekilde lobi yaptığını, 2025 yılına gelindiğinde ise bu oranın iki katına çıktığını belirledi.
Araştırmacılar, sektör derneklerinin ise şirketlerin gerisinde kaldığını tespit etti. 2019’da iklim hedefleriyle “uyumlu” ya da “kısmen uyumlu” olan derneklerin oranı %2 iken, bu oran 2025’te %12’ye yükseldi. Ancak bu oran, benzer şekilde destekleyici şirketlerin oranının çok altında kaldı.
Bu fark, sektör derneklerinin iklim politikalarına en sert şekilde karşı çıkan üyelerin görüşlerini öncelikli olarak seslendirmesinden kaynaklanıyor olabilir. Ayrıca, bazı şirketlerin itibar riski taşıyan lobi taleplerini ticaret birlikleri aracılığıyla iletmesi de bir başka neden olabilir.
InfluenceMap’ten Roxburgh bu durum hakkında şunları söyledi: “AB’deki sektör dernekleri, iklim politikaları konusunda şirketlerin olumlu adımlarına karşı kaybedilen bir savaşı sürdürüyor gibi görünüyor. Gerçekten üyelerinin çoğunluğunu temsil etmeye devam etmek istiyorlarsa, önceliklerini acilen gözden geçirmeleri gerekiyor.”
AB Yeşil Mutabakatı Gevşetecek mi?
Politika konularındaki angajman düzeyine göre yapılan sıralamada en düşük puanı alan şirketler şunlar oldu: Polonyalı enerji şirketi PGE; Avusturyalı petrol ve gaz üreticisi OMV; İspanyol petrol ve gaz şirketi Repsol; İspanyol iletim sistemi operatörü Enagás; ve Alman hava yolu şirketi Lufthansa.
InfluenceMap, Enagas’ın fosil gazın enerji ve ulaşımda uzun vadeli rolünü desteklediğini ve metan emisyonlarının tespiti ve onarımı için alınan önlemleri zayıflatmaya yönelik lobi yaptığına da dikkat çekti. Buna karşın Enagas, iklim politikasının 2040 yılına kadar net sıfır emisyon hedeflediğini açıkladı. Ayrıca, AB’nin metan düzenlemesini benimsediğini ve bu konuda Uluslararası Metan Emisyonları Gözlemevi’nden en yüksek puanı aldığını belirtti.
InfluenceMap’in, AB’nin sürdürülebilir havacılık yakıtı zorunluluğu ile havacılığın AB Emisyon Ticaret Sistemi’ne tam dahil edilmesine karşı lobi yaptığını belirttiği Lufthansa ise bu politikalara karşı olmadığını, yalnızca “rekabet açısından tarafsız bir şekilde uygulanmalarını” talep ettiğini açıkladı. PGE, OMV ve Repsol ise yorum talebine yanıt vermedi.
Avrupa Komisyonu, Aralık ayında başlayan yeni görev süresiyle birlikte “rekabetçiliği” gündeminin merkezine aldı. Bu da, 2024 seçimlerinde aşırı sağın önemli kazanımlar elde etmesi ve yeşillerin kayıplar yaşamasının ardından Yeşil Mutabakat’tan kısmi bir geri adım olarak değerlendiriliyor.
Çevre grupları ise, “basitleştirme” odaklı bu yeni yaklaşımı, şirketlerin daha fazla kirlilik yapmasına olanak tanıyacak bir düzenleme ve bir tür gevşetme kılıfı olmakla eleştiriyor.