;
Politika

AB’nin Seragazı Emisyonları 2019’da Yaklaşık Yüzde 4 Azaldı

Avrupa’nın çevre gözlemcisinin verilerine göre, AB’nin seragazı emisyonları 2019’da yaklaşık %4 düştü.

Avrupa Çevre Ajansı’na (EEA) göre 2019’da AB üye ülkeleri için %3,8’lik azaltım, AB emisyonlarında 1990 seviyelerine göre %24 azaltım anlamına geldi.

AB’nin hedefi, seragazı emisyonlarında 2030 itibarıyla 1990 seviyelerine kıyasla ve karbon yutaklarını da içerecek şekilde %55 oranında azaltım sağlamak, bu nedenle önümüzdeki 10 yıl içinde benzer kesintiler devam ettirilebilirse, blok büyük olasılıkla hedeflerine ulaşabilir.

EEA, AB’nin 2019’daki emisyon azaltımının yaklaşık %80’inin ısı ve enerji sektöründen kaynaklandığını söyledi. Ancak AB’nin ulaşım kaynaklı emisyonlarının artmaya devam etmesi, bloğun gelecekteki emisyon hedeflerini karşılamak için yeni politikalara ve yatırımlara ihtiyaç duyulacağı anlamına geliyor.

Kampanyacılar, AB’nin karbondioksit hedeflerinin yeterince geniş olmadığını söylese de, üye ülkeler diğer birçok ülkeden daha sert tedbirler aldıklarını iddia ediyorlar.

Greenpeace’te iklim ve ulaşım kampanyacısı olan Lorelei Limousin “Avrupa hızla fosil yakıtlardan vazgeçmeli ve enerjisinin çok daha fazlasını rüzgar ve güneş enerjisi gibi yenilenebilir kaynaklardan üretmeli. Ancak, emisyonların fiilen arttığı ulaşım sektörü de dahil olmak üzere, Avrupa’nın genel olarak çok daha az enerji tüketmesi gerekiyor. AB’nin ulaşımı dönüştürmesi gerekiyor. İçten yanmalı motorlar, havacılık sübvansiyonları ve kısa mesafeli uçuşların tümü aşamalı olarak kaldırılmalı. Avrupa’nın mümkün olan her yerde hava ve karayolu seyahatinden demiryoluna geçişi ve herkes için toplu taşımaya erişimi artırmaya ihtiyacı var” dedi.

AB’nin emisyon düşüşünün teyidi, bu yıl içinde yapılacak olan COP26 iklim müzakerelerine hazırlanmak için üç haftalık çevrimiçi BM iklim müzakerelerinin başlamasıyla geldi.

Normal yıllarda, BM her iklim konferansından yaklaşık altı ay önce Bonn’daki iklim merkezinde iki haftalık hazırlık görüşmeleri düzenliyor. Bu yıl, COVID-19 ile ilgili seyahat kısıtlamaları, görüşmelerin ilk kez çevrimiçi olarak gerçekleştirilmesine ve üç haftaya uzatılmasına neden oldu.

Başarılı bir COP26 için gerekli olan bazı müzakerelerin çevrimiçi olarak yapılıp yapılmayacağı ve nasıl yapılacağı konusunda aylarca tartışmalar oldu. Özellikle gelişmekte olan ülkeler, karmaşık müzakereleri sanal olarak üstlenmek için sınırlı iletişim ve personel kapasitesine sahip olduğundan endişe duydular.

Ayrıca, bazı müzakereleri çevrimiçi yürütme konusundaki anlaşmalarının, COP26’nın kendisinin sanal olarak gerçekleşebileceğinin bir işareti olmadığını ifade ediyorlar. Hazırlık görüşmelerinin tam resmi statüsü olmayacak, çünkü alınan kararların daha sonraki bir tarihte resmi olarak onaylanması gerekecek.

BM’nin en üst düzey iklim yetkilisi Patricia Espinosa, hazırlık görüşmelerinin, 2015 Paris Anlaşması’nı tam anlamıyla hayata geçirmek için gerekli olan bir dizi teknik anlaşmayı içeren “Paris Kural Kitabı”ndaki bazı anlaşmazlıkları çözmek için hayati önem taşıdığını söyledi. 6. madde olarak bilinen bu tıkanıklık noktalarından biri, emisyon piyasalarının işleyişiyle ilgili ve bu konuda anlaşmaya varılamaması, 2019’da Madrid’de yapılan son BM iklim görüşmelerini kesintiye uğrattı.

Espinosa “Önemli müzakereleri tamamlama ve Paris Anlaşması’nı uygulama zamanı. Dünyanın Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşması için zaman daralıyor. Anlaşmanın tam potansiyelini ortaya çıkarmak sadece iklim değişikliğini ele almakla kalmayacak, aynı zamanda daha temiz, daha yeşil ve daha sürdürülebilir bir geleceğe yönelik büyük bir adım olacak” dedi.