;
Politika

ABD’de İklim Değişikliğini Ciddiye Alan Politikacılar Kazanıyor!

ABD devlet kademelerinden heyecan verici temiz enerji haberleri var!

Yazı: David ROBERTS

Çeviri: Ece KAHRAMAN

ABD politikasında iklim değişikliğinin yer bulduğu ilk zamanlarda, tartışmanın önemli bir kısmı federal düzeyde bir çözüm bulunması gerektiğine odaklanmıştı. Fakat konu ile ilgili asıl politik süreçler eyalet düzeyinde tamamlandı. Emisyon ticaretinden yenilenebilir enerjiye dek tüm uygulamaların devlet politikası olarak sürdürüldüğü eyaletlerde bu süreçler yasa haline geldi.

Ve tartışmalar hala sürüyor. Başkanlık yarışının şekillenmeye başladığı bu günlerde, güncel iklim politikaları ile ilgili tartışmaların çoğunluğu, kapsamlı yatırımları ve düzenlemeleri kapsayan Temiz Enerji Planı çevresinde yapılıyor.

Fakat, her şey iyi gitse bile, Temiz Enerji Planı’nın gerçekleşmesi için önümüzde uzun bir yol var. Bu esnada -bir kez daha- eyaletlerin bu konuda adım attığına şahit oluyoruz. 2018 ara seçimlerinde yeşil-enerji taraftarı birçok valinin ilk kez ya da yeniden seçildiğini gördük. Onların da kaybedecek vakti yok.

Oregon

Beklenen Temiz Enerji Kanun Teklifi her an Oregon eyalet parlamenterleri tarafından oylamaya sunulabilir. Eyalet genelinde seragazı salımını 2050 yılına dek %80 oranında azaltmayı hedefleyen kanun teklifi ile Oregon, Kaliforniya’nın emisyon ticareti ağına dahil olacak. Teklifin kabul edilmesi bekleniyor.

Bu konu, Vali Kate Brown’un kapsamlı iklim değişikliği ajandasındaki sekiz hedefin ilk sırasında bulunuyor. Brown yüksek bir oy oranıyla yeniden seçildi ve Demokratlar, ABD Kongresi’nde Temsilciler Meclisi’ni ve Senato’yu aldılar. Dolayısıyla Brown oldukça güçlü bir pozisyonda.

Elektrikli araçlar için altyapı kurmak ve elektrikli araçlar pazarını büyümeye teşvik etmek, enerji verimliliğine odaklı yatırımları artırmak ve iklim değişikliği ile ilgili çalışmaları düzenleyecek eyalet iklim ajansının kurulması da valinin gündemindeki diğer maddeler.

New Mexico

Kısa süre önce, yeni seçilen New Mexico Valisi Michelle Lujan Grisham eyalet düzeyinde seragazı salımını 2030 yılına dek %45 oranında azaltmayı hedefleyen bir kararnameye imza attı. New Mexico ülkenin en büyük üçüncü petrol ve doğal gaz üreticisi.

Kararname yenilenebilir enerji konusunda ilerlemeyi ve enerji verimliliği yatırımlarını artırmayı teşvik ediyor. Taşıtlar ile petrol ve doğalgaz üreticileri için denetimler sıkılaştırılıyor ve devlet düzeyindeki girişimlerin düzenlenmesi için ilgili ofislerin ortaklaşa çalışması planlanıyor. Bunlara ek olarak, New Mexico’nun katılmasıyla üye sayısı 19’a çıkan ABD İklim Birliği (US Climate Alliance), Paris İklim Anlaşması’nın iklim değişikliği ve seragazları ile ilgili önlemlerini yerine getirmeyi hedefliyor.

Lujan Grisham’ın hedeflerini içeren tasarıların yasama meclisinden kesinlikle geçmesi gerekiyor. Demokratların kongredeki çoğunluğu oluşturması Grisham’ın elini güçlendiriyor. 2030’a dek %50 ve 2040’a dek %80 artış hedefleyen yenilenebilir enerji yönetimi ile ilgili kanun teklifi kısa süre önce meclise sunuldu.

Grisham imza töreni esnasında konuşma fırsatı yakaladı ve “Bizim amacımız bu işi başarı ile sürdüren eyaletleri bir araya getirmek” dedi.

Colorado

Daha önce Colorado’daki kömür madenlerinin kötü talihi, olağanüstü ucuz yenilenebilir enerji ve %100 temiz enerjiye odaklanacak kamu hizmet kuruluşu dahil heyecan verici tüm gelişmeler ile ilgili (ülkenin bu konuya odaklanan ilk büyük kuruluşu) yazmıştım.

Şimdi Colorado’da yeni bir şey oluyor; Senato ve Temsilciler Meclisi’nde Demokratlar hakim konumda ve Vali Jared Polis 2040’a dek %100 temiz elektrik vaadinde bulundu. Ocak ayında yaptığı ilk ulusa sesleniş konuşmasında Polis, temiz enerji konusundaki vaadini tekrarladı, Colorado Enerji Destek Hareketi’ne (kömür santrallarının kapanmasına yardımcı olacak ve dönüşüm esnasında toplulukların etkisini azaltacak bir aksiyon planı) destek verdi. Petrol ve doğalgaz sondaj operasyonlarının etkilediği bölgeler ile ilgili anlamlı çalışmalar yapılacağını söyledi.

 Illionis, Maine, Florida, Michigan ve Idaho…

Ocak ayının sonlarında Illionis’in yeni Demokrat Valisi J.B. Pritzker, eyaletin ABD İklim Birliği’ne katılımını onaylayan kararnameyi imzaladı. Her ne kadar kesin bir hüküm taşımasa da kararname, Illionis için %100 temiz ve yenilenebilir enerji alanında bir fırsat yaratıyor (Temiz ve yenilenebilir kısmına özellikle dikkat çekmek istiyorum, eyaletin nükleer güç santrallarının yanında yeni nesil enerjiler için bir şans olduğu anlamına geliyor).

Yeni seçilmiş Michigan Valisi Gretchen Whitmer da iklim birliğine katıldı ve İklim ve Enerji Ofisi’nin (Office of Climate and Energy) kuruluşunu onaylayan kararnameyi imzaladı. Wisconsin Valisi Tony Evers da kampanyası esnasında birliğe katılacaklarını duyurmuştu.

Maine’nin yeni valisi Janet Mills ise kendisinden pek hazzedilmeyen önceki vali Paul LePage’in yerini aldı. LePage yönetimi eyalette güneş ve rüzgar enerjisi gelişimini sekteye uğratmıştı. Mills ölçümleri iyileştireceğine, güneş enerjisi için kamusal kullanımlarda geçerli sınırlandırmaları kaldıracağına ve rüzgar enerjisinin gelişiminin destekleneceğine dair söz verdi.

Florida’nın kısa süre önce yemin eden Cumhuriyetçi Valisi Ron DeSantis, imzaladığı kapsamlı çevresel bir kararname ile yorumcuları şaşırttı. Bu kararname, eyaletin yükselen deniz seviyesine uyum sağlaması, bataklık alanların ıslah edilmesi ve açık denizde petrol ve doğalgaz arama süreçlerini önlenmesi konuları ile birlikte pek çok iyileştirme içeriyor.

Kararname ile Ekolojik Sorumluluk ve Şeffaflık Ofisi’nin kurulması da onaylanıyor. Bir bilim insanının görevlendirileceği ofis, bilimsel bir gündem çerçevesinde araştırma süreçlerinin yönetilmesinden ve ilgili kurumlar ile işbirliği yapılmasından sorumlu olacak. Kararnamede iklim değişikliği ile ilgili bir detay yok ve DeSantis’in taahhütlerini yerine getirip getirmeyeceğini zaman içinde göreceğiz. Yine de, Rick Scott’tan sonra umut vadeden bir değişiklik olduğunu söyleyebiliriz.

Öte yandan, oldukça muhafazakar bir eyalet olan Idaho’nun valisi Brad Little, kısa süre önce GOP’tan (Grand Old Party) ayrıldı. İklim değişikliğinin gerçek olduğunu ve mücadele edilmesi gerektiği kabul etti ve “Çok eskiden, küçük bir çocuk olduğum zamanlarda kış mevsimimiz vardı” dedi. Gerçeği kabul etmek aslında oldukça kolaydır fakat GOP’un bu konuda alması gereken uzun bir yol var.

Ve bir ilçe…

Son bir detay daha; bu hafta Washington eyaletindeki King County’nin konseyi yeni fosil yakıt altyapısı çalışmaları ile ilgili vadesi gelmiş borçların altı ay ertelenmesini onayladı. Konsey, iklim krizi için acil durum ilan etti ve ilçe yönetim ofisini mevcut ve planlanan yapıların iklime etkisini incelemesi konusunda yönlendirdi.

Seattle’ın merkezindeki King County, iklim süreçlerinin yargı konusu yapıldığı ikinci bölge. 2016’da Portland-Oregon, mahkeme süreçleri tamamlandıktan sonra tüm yeni yapılmış fosil yakıt altyapılarını yasaklamıştı.

Tüm bu gelişmelerden ne anlıyoruz? Birincisi, temiz enerji trendi durdurulamaz. ABD İklim Birliği’ndeki 19 eyalet, muazzam büyüklükteki temiz enerji teknolojileri pazarının kolayca doymayacağını gözler önüne seriyor. İş hacmi çok yüksek ve temiz enerji gelişip ucuzladıkça, pazar daha da büyüyecek.

Tüm enerji kaynaklarının %100 temiz enerji kaynaklarında sağlanmasına yönelik bir çağrı yapmak şu noktada oldukça tutucu bir yaklaşım olur. Öte yandan Trump kömürün imajını düzeltme çalışmalarına devam ediyor.

Portland ve King County örnekleri gösteriyor ki, ülkenin en liberal bölgeleri fosil yakıt kaynaklarına karşı savaş açtı -madenler, kuyular, demiryolları ve ihracat terminalleri – ve bu savaş beklenildiğinden daha hızlı büyüyor.  Bu büyüme, bizim için talep edilen önlemler (karbon fiyatlandırmaları ve temiz enerji yönetmelikleri) üzerindeki fikir birliği kadar keyifli değil fakat önemli. Benim öngörüm; “Yerin altında bırak” (Keep it in the ground) sloganı kısa süre içinde sol cephede iklim hedeflerinin altını çizmek için kullanılabilir.

Eyalet düzeyindeki politikalar, federal bir politika eksikliğinin yerini tutar mı, bunu söylemek çok zor. Çoğu örneklemin gösterdiğine göre ABD hedefin gerisinde kalıyor.

Fakat bu örneklemler, henüz onaydan geçmemiş tasarıları hesaba katmıyor ve çoğu zaman da olayın patlama noktasını yakalayamıyor. İklim değişikliğini ciddiye alan politikacıların sayısı her geçen gün artıyor ve anlaşmazlığa neden olan problemlerin sayısı giderek azalıyor. Ulusal dirençten beslenen plutokratik duvar, akılcı bir iklim politikasına karşı sonsuza dek dayanamaz. Yıkıldığında ise büyük bir sel olacak.

Vox’ta yayımlanan yazının aslına buradan ulaşabilirsiniz.