118 hükümet, dünyanın enerji üretiminde fosil yakıtların payını azaltmanın bir yolu olarak yenilenebilir enerji kapasitesini 2030’a kadar üç katına çıkarma sözü verdi. Türkiye, Çin ve Hindistan gibi ülkelerle beraber taahhüde imza atmayan ülkeler arasında yer aldı.
Hükümetler Cumartesi günü Dubai’deki BM iklim zirvesinde temiz enerjiyi desteklemek ve fosil yakıtlardan kurtulmak için yeni girişimler başlattı. Bu doğrultuda hayat bulan Küresel Karbonsuzlaşmayı Hızlandırma girişiminde 118 hükümet, dünyanın enerji üretiminde fosil yakıtların payını azaltmanın bir yolu olarak yenilenebilir enerji kapasitesini 2030’a kadar üç katına, enerji verimliliğinin ilerleme hızını ise iki katına çıkarma sözü verdi.
Taahhüdü imzalayan ülkeler arasında ev sahibi Birleşik Arap Emirlikleri, ABD, Brezilya, Japonya, İngiltere, Meksika, Polonya, Almanya, Avustralya, Kanada, Danimarka, Fransa, Kenya, Hollanda, Nijerya ve İspanya yer alıyor. Türkiye ise Çin, Hindistan ve Güney Afrika gibi ülkeler ile söz konusu taahhüde imza atmadı.
Bu taahhüt, nükleer enerjinin genişletilmesi, metan emisyonlarının azaltılması ve kömür enerjisine yönelik özel finansmanın durdurulması da dahil olmak üzere küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık dörtte üçünün kaynağı olan enerji sektörünün karbondan arındırılmasını amaçlayan Cumartesi günü yapılan bir dizi COP28 duyurusu arasında yer aldı.
COP28 Başkanı Sultan el-Jaber, “Bu, dünyanın karbon tutma teknolojisine sahip olmayan kömür santrallarından uzaklaşmasına yardımcı olabilir” dedi.
Avrupa Birliği, ABD ve BAE öncülüğündeki taahhütte yenilenebilir enerjinin üç katına çıkarılmasının, en geç 2050’ye kadar CO2 yayan fosil yakıtların dünyanın enerji sisteminden çıkarılmasına yardımcı olacağı belirtildi.
Final Metnine Girecek mi?
Aralarında AB ve BAE’nin de bulunduğu destekçiler, yenilenebilir enerji taahhüdünün BM iklim zirvesinin nihai kararında yer almasını ve bunun küresel bir hedef haline getirilmesini istiyor. Bu, yaklaşık 200 ülke arasında fikir birliği sağlanması gerekliliğine işaret ediyor.
İklim açısından hassas ülkeler, COP28’deki hedeflerin, dünyanın fosil yakıtlardan aşamalı çıkış anlaşmasıyla el ele gitmesi gerektiğinde ısrar etti. Marshall Adaları İklim Elçisi Tina Stege, “Bu, çözümün yalnızca yarısı. Taahhüt, aynı anda fosil yakıt üretimini artıran ülkelere yeşil badana imkanı vermemeli” dedi.
Mali Destek Şart
2030’a kadar 10 bin gigawatt küresel kurulu yenilenebilir enerji hedefine ulaşmak aynı zamanda hükümetlerin ve finans kurumlarının yatırımlarını artırmasını ve gelişmekte olan ülkelerde yenilenebilir enerji projelerini engelleyen yüksek sermaye maliyetinin ele alınmasını gerektirecek.
Somali iklim bakanlığından danışman Najib Ahmed, “Yatırım çekme potansiyelimizle sınırlamalarımız arasındaki uyumsuzluk hâlâ mevcut” dedi. Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı, Afrika’nın son 20 yılda yenilenebilir enerjiye yapılan küresel yatırımların yalnızca %2’sini aldığını söyledi.
Ayrıca girişim kapsamında küresel petrol üretiminin %40’ından fazlasını temsil eden 50 şirket, Petrol ve Gaz Karbonsuzlaştırma Sözleşmesini (OGDC) imzaladı. Bunlara ek olarak, girişim çerçevesinde metan emisyonlarını azaltım projeleri için 1 milyar dolarlık finansman sağlanması taahhüdünde bulunuldu.
“Türkiye Taahhüdü Bir An Önce İmzalamalı”
Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü ise yenilenebilir hedefini üç katına çıkarma taahhüdüne imzasını koymayan Türkiye’nin kararını değerlendirdi:
“Türkiye’nin bugün 118 ülkenin imzaladığı 2030’a kadar küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin üç katına, enerji verimliliğinin iki katına çıkarılmasına ilişkin bildiriyi imzalamaması üzücü ve şaşırtıcı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından 2020 yılı sonunda yayımlanan Ulusal Enerji Planı’nda 2030’a kadar rüzgar ve güneş kurulu gücünün toplam 51 GW’a, rüzgar ve güneşten üretilen elektrik miktarının ise 106 TWh’ye çıkarılması hedefleniyor. 2022 sonunda rüzgar ve güneşin toplam kurulu gücü 21 GW, üretimi ise 50 TWh kadardı. Bakanlığın hedefi üretimi 2 katına, ama kapasiteyi 2,5 katına çıkarmayı hedefliyor. Bildiri de kapasiteyle ilgili. Bu kadarcık farkı sorun etmeyip imzalamalarını beklerdim, çünkü hem bildiri ulusal hedeflere yakın hem de bu tür taahhütler piyasayı ve yabancı yatırımcıyı yönlendiriyor, uluslararası alanda biraz daha iddialı olmak iyidir.”
Şahin ayrıca, Türkiye delegasyonunun geleneksel olarak hidroelektrik santralları da yenilenebilir rakamlarına kattığı için 3 kat hedefinin yüksek olduğunu düşünmüş olabileceğini belirtti ve açıkladı: “Çünkü hidroelektrik için bu kadar bir artış hedefi hem gerçekçi hem de doğru değil. Ama COP28’de bahsedilen aslında rüzgar, güneş, vb. Türkiye yenilenebilir enerjinin önünü açmayı hedefleyen bir ülke olarak bu bildiriyi en kısa zamanda imzalamalı ve yapıcı bir iklim ve enerji dönüşümü politikası izlediğini göstermeli.”