“Büyük Halk Yürüyüşü”, çekişmeli müzakerelerin tam ortasında gerçekleşirken, geçtiğimiz hafta Yerli Halkların öncülük ettiği iki protestoyu takip ediyor.
Binlerce kişi, iklim krizi konusunda acil eylem talebiyle Belém sokaklarına çıktı. Bu, dört yıl önce Glasgow’da düzenlenen COP26’dan bu yana yıllık iklim müzakerelerinin gerçekleştiği alanın dışındaki ilk büyük protestoydu; zira son üç toplantı, protestolara tolerans gösterilmeyen yerlerde -Mısır, Dubai ve Azerbaycan- yapılmıştı.
“Büyük Halk Yürüyüşü”, çekişmeli müzakerelerin tam ortasında gerçekleşirken, geçtiğimiz hafta Yerli Halkların öncülük ettiği iki protestoyu takip ediyor.
Guardian’daki habere göre, yürüyüşün başlamasını beklerken Yerli Halklardan büyük bir grup slogan atıyordu. Raquel Wapichana, Roraima’dan dokuz saatlik bir yolculuk yaparak Belem’e geldi. Elinde “Mücadele edelim” yazılı bir pankart taşıyan Wapichana, “Halkım, toprağım, nehirlerimiz ve atalarımız için buradayım. Madencilik ve tarım endüstrisi tarafından sürekli tehdit ediliyoruz. Hayatta kalmak için mücadele etmeliyiz” dedi.
Yürüyüşün en çarpıcı bölümü ise “fosil yakıtlar için cenaze” bölümüydü. Siyah giyinmiş bir düzine “yas tutan” kişi, iki büyük hortlak kuklasının ve üzerinde “kömür”, “petrol” ve “gaz” sözcükleri yazılı üç devasa tabutun altında toplandı. Belémli bir aktör olduğunu söyleyen Krishna adlı bir kadın, siyah dantelli duvağı ve şemsiyesiyle Viktorya dönemindeki bir korku hikayesinden fırlamış bir karaktere benziyordu. Krishna, “Hayatımız fosil yakıtlardan kurtulmamıza bağlı. Çocuklarımız ve geleceğimiz mücadelemize bağlı. Sanatımla mücadele etmek için buradayım” diye konuştu.
Yürüyüşe birçok anti-kapitalist grup katılırken, ellerinde “Çevresel çöküş kapitalisttir: Lula, Amazon petrolüyle enerji dönüşümü bir saçmalıktır” pankartları yer aldı. Yakınlardaki bir kamyondan ise, İspanyol sosyalist marşı Bella Ciao yüksek sesle çalındı. Protestocular arasında Maranhão’daki Quilombola Hareketi’nden Maria Melia da vardı. Amazon için mücadele ettiğini ve kendi topluluğunun topraklarından geçen “hydrovia” su taşıma projesine karşı çıktığını söyledi.
Yanı sıra her yerde Filistin’e destek bayraklar ve sloganlarla dile getirildi.
Müzakerelerin bitmesine bir hafta kaldı ve sonucun ne olacağı henüz belli değil. Brezilyalı ev sahibi, bir anlaşmaya dair karar yayımlamayı planlamadıklarını, bunun yerine uygulamaya odaklanmayı planladıklarını belirtti.
Bu arada delegeler, iklim finansmanı, ticaret, şeffaflık ve ülkelerin yakın zamanda sundukları ulusal iklim planlarının yetersizliğinin nasıl ele alınacağı gibi “dört büyük” konuda takılıp kalmış durumdalar. Bu konular, ülkelerin iki haftalık görüşmelerin başlamasından önce geçen Pazar günü bir gündem üzerinde anlaşmalarından sonra ortaya çıkan ayrı bir “başkanlık istişareleri” dizisine dönüştürüldü.




