Dartington Deklarasyonu, küresel sıcaklıkların 1,5 dereceyi aşmasını önlemek için emisyonlarda “eşi benzeri görülmemiş” azaltım yapılması çağrısında bulundu.
Yüzlerce bilim insanı, dünya liderlerine ve politikacılara iklim değişikliği konusunda “hemen ve hızlı bir şekilde harekete geçmeleri” çağrısında bulunan deklarasyona imza attı.
Dartington Deklarasyonu, 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarının 2010 seviyelerine göre yarı yarıya azaltılmaması ve 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşılmaması durumunda insanlığın “tehlikeli bölgeye” itileceğini savunuyor.
Exeter Üniversitesi ve WWF UK tarafından koordine edilen deklarasyon, yakın zamanda mercan resiflerinin “eşi benzeri görülmemiş bir şekilde çökmesi” nedeniyle Dünya’nın ilk felaket iklim dönüm noktasına ulaştığı konusunda uyarıda bulunan Küresel Dönüm Noktaları Raporu 2025’in ardından yayımlandı.
Deklarasyonu şu ana kadar 583 bilim insanı ve doktora veya daha yüksek derecelere sahip 579 destekçi imzaladı.
“Eğer beklersek çok geç olacak” ifadesi yer alan deklarasyonda, “Politika ve sivil toplum, daha fazla zarar verici dönüm noktasını önlemek ve olumlu dönüm noktalarının fırsatlarını değerlendirmek için birlikte çalışmalı. “Gezegenin geleceği tehlikede. Hangi yöne gideceği şimdi ve gelecek yıllarda atacağımız adımlara bağlı” denildi.
Deklarasyonda, küresel sera gazı emisyonlarında “eşi benzeri görülmemiş” bir azaltım çağrısı yapılıyor. Bu çağrının hayat bulması, fosil yakıtlardan aşamalı çıkışa bağlı.
BM’ye göre fosil yakıtlar, küresel iklim değişikliğine en büyük katkıyı sağlayan etken. Dünyadaki sera gazı emisyonlarının yaklaşık %68’ini ve tüm karbondioksit emisyonlarının neredeyse %90’ını oluşturuyor.
Geçtiğimiz ay Brezilya’nın Belem kentinde düzenlenen COP30’da ülkeler, nihai anlaşmaya fosil yakıtlardan çıkışa dair bir yol haritasını dahil etmemişti. Her ne kadar 80’den fazla ülke bunu talep etse de başta petrol üreticisi devletler olmak üzere bir grup ülke bu fikre karşı çıkmıştı. COP’larda kararlar fikir birliğiyle alınıyor. Ancak yol haritası talep eden ülkeler pes etmiş değil. Arayış COP sürecinin dışına taşınacak ve önümüzdeki yılki COP31’de bu konudaki ilerleme raporlanacak COP31 Başkanlığına iletilecek. COP31 Türkiye’nin Başkanlığında ve sahipliğinde Antalya’da düzenlenecek.
Karbon Yutakları Korunmalı
Deklarasyonda ayrıca ormanlar gibi doğal karbon yutaklarının korunması ve onarılması yoluyla atmosferden karbonun sürdürülebilir bir biçimde uzaklaştırılmasının hızla artırılması çağrısında bulunuluyor.
Karbon kaynakları bozulursa, depolanan karbonu atmosfere geri salabilir. Ormansızlaşma bu nedenle ayrıca önemli bir konu. Bu durum, bir zamanlar Dünya’nın akciğerleri olarak adlandırılan Amazon Yağmur Ormanları’nın bazı kısımlarında ve Afrika ile Güneydoğu Asya’daki birçok ormanda yaşandı.
Toprak da bir başka karbon yutağı. En üstte yer alan bir metre toprak tabakası, 2.800 gigatonun üzerinde karbon depoluyor. Ancak mevcut toprak bozulması oranları, her yıl 4,81 milyar ton karbondioksitin atmosfere salınması riskini doğuruyor — bu rakam ABD’nin yıllık emisyonlarıyla neredeyse aynı seviyede.
Deklarasyonda, dünya liderlerine, düşük karbonlu teknolojilere ve davranışlara geçişi hızlandırmaya yardımcı olabilecek “olumlu dönüm noktaları” tetiklemeye odaklanmaları çağrısında da bulunuluyor. Böylece sıcaklık artışını sanayi öncesi döneme göre 1,5 derecede sınırlandırma yolunda önemli bir adımın atılacağı savunuluyor: “Buna bir örnek olarak güneş enerjisinin düşen maliyeti ve hızlı yaygınlaşması ile batarya depolama teknolojileri gösterilebilir.”




